Teolojide İsa Mesih olarak da bilinen, Hristiyanlık inancında önemli bir figürdür. Hristiyanlık, İsa’yı Tanrı’nın Oğlu ve İsa Mesih olarak kabul eder. Hristiyan inancına göre, İsa, insan olarak doğmuş ve Tanrı’nın kurtarıcı olarak dünyaya gönderildiği bir kişidir.
Hristiyanlık, İsa’nın doğumunu İncil’e dayanarak anlatır. İsa’nın Meryem adında bir bakire tarafından doğurulduğuna ve Kudüs’te İsa’nın çarmıha gerilmesiyle sona eren bir yaşam sürdürdüğüne inanılır. Hristiyanlar, İsa’nın ölümünden sonra üçüncü gün dirildiğine ve cennete yükseldiğine inanır.
İsa, Hristiyanlıkta merhamet, sevgi ve bağışlama gibi değerleri öğreten bir öğretmen ve kurtarıcı olarak görülür. İnançlarına göre, İsa, insanların günahlarından kurtuluş sağlamak için Tanrı’nın lütfunu temsil eder ve insanların Tanrı’yla ilişkilerini onarır.
İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olduğu ve üçlü bir birliği (Teslis) oluşturan Tanrı, İsa ve Kutsal Ruh arasında olduğu öğretilir. Ancak, İsa’nın kimliği ve teolojik yorumları farklı Hristiyan mezhepleri ve akımları arasında farklılıklar göstermektedir. İsa hakkındaki teolojik görüşlerin detayları, mezheplere, teologlara ve inananlara göre değişmektedir.
İsa gerçekten yaşadı mı?
M.S. 1. Yüzyılda kaynaklar sınırlı olduğundan, İsa’nın yaşadığına dair bilimsel kanıtlar sınırlıdır. Genelde kaynaklar dini inançlara dayalı anlatılar içerir. Tarihçiler, İsa’nın yaşadığına dair kanıtları, döneme ait diğer tarihsel kaynaklar ve arkeolojik buluntular gibi farklı kanıtların bir araya getirilmesiyle değerlendirmeye çalışmaktadır.
İsa’nın yaşamı hakkında kesin bir tarih vermek zor olsa da tarihsel bir figür olarak İsa’nın varlığına ve etkisine inanan birçok tarihçi ve araştırmacı vardır. İncil metinlerinin yanı sıra, Romalı tarihçi Tacitus ve Yahudi tarihçi Flavius Josephus gibi döneme ait diğer kaynaklar, İsa’nın varlığına dair bağımsız kanıtlar sunarlar.
İsa’nın hayatı hakkında ayrıntılı bilgiler elde etmek için tarihçiler hala çalışmalarını sürdürmektedir.